Diyarbakır'da Demokratik Toplum Kongresi (DTK) ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) öncülüğünde düzenlenen ve iki gün süren “Ortadoğu Krizi ve Demokratik Ulus Çözümü” konulu konferansın sonuç bildirgesi açıklandı.
27-28 Ekim tarihlerinde Diyarbakır’da DTK ve HDP’nin öncülük ettiği “Ortadoğu Krizi ve Demokratik Ulus Çözümü” konferansının sonuç bildirgesi yayımlandı.
Konferansın sonuç bildirgesi:
“27-28 Ekim 2018 tarihleri arasında yaptığımız “Ortadoğu Krizi ve Demokratik Ulus Çözümü” temalı konferansımız; Demokratik kitle orgütleri, demokratik kongreler ve siyasi parti temsilcilerinden, akademisyen, düşünür ve yazarlardan, kanaat önderlerinden, Emek- ekoloji, kadın ve gençlik örgütlerinden, gazeteci ve yazarlardan iki yüzden fazla delegenin katılımıyla Diyarbakır’da gerçekleşmiştir.
‘Ne yapmalı, Nasıl yapmalı, Nereden başlamalı?’ gibi can alıcı soruları tartışan konferansımız; ‘Ortadoğu'da modernite savaşları ve olası sonuçları’, ‘İmralı tecrit sisteminin hukuk politiği’, “Türkiye'de kurumsallaşan faşizmin soykırım dayanakları’, ‘Krizden çıkışın çözümü’, oturumlarıyla iki gün boyunca devam etmiştir.
Ortadoğu’da uzun bir süredir devam eden, küresel hegomonik güçlerin dahil olduğu 3. Dünya Savaşı olarak da tariflenen kriz ve kaos halini tartışan konferansımız;
• Toplumların varlık ve yokluk sorunuyla karşı karşıya kaldığına dikkat çeker.
• Kapitalist modernitenin sistem krizinin bir yansıması olarak yaşanan bu kaos halinin coğrafyamızda da politik, ekonomik, ekolojik, soysyal alanlar ve kadın alanı başta olmak üzere bir çok alanda büyük yıkımlara ve talanlara neden olduğunun altını çizer
• Kaosun nedeni olarak görülen Ortadoğu'daki ulus devlet krizini derinlikli tartışan konferansımız; bu krizin coğrafyadaki tüm aktörleri dönüşüme zorlarken, halkları da bir çıkış ve var oluş arayışına yönlendirdiğini tespit eder.
• Kürt sorununun çözümünü bu çıkış ve arayışın bir parçası olarak değerlendiren konferansımız; ilgili aktörler arasında şimdiye kadar çözüme dönük sağduyulu, yapıcı ve gerçekçi öneri ve perspektiflerin Sayın Öcalan'dan gelmesine karşın, adeta kendisinden intikam alınırcasına mutlak tecrit altında tutulmasını kabul edilemez bulur.
• İmralı tecrit sisteminin Türkiye’nin hukukunu ve demokratik geleceğini de tecrit altına aldığını, Türkiye'de faşizmin hızla kurumsallaşmasına hizmet ettiğini; Uluslararası sonuçları itibariyle bu tecritin Ortadoğudaki yansımalarının Suriye ve Rojava’da görüldüğü üzere halklara büyük bedeller ödettiğini önemle belirtir.
• Aynı gün İstanbul’da Türkiye, Fransa, Rusya ve Almanya’nın katılımıyla yapılan 4’lü zirve türü toplantıların krizi derinleştirerek ve krizden beslenerek hegemonyayı güçlendirme çabalarına karşı; Öcalan’ın halkların barışına ve demokratik birliğine dayalı demokratik ulus çözümünü esas çözüm olarak değerlendirir.
• Ortadoğu’daki kriz ve savaş halinin halkların barışçıl demokratik geleceği lehine sonuçlanması için Sayın Öcalan’ın oynayacağı rolü önemli gören konferansımız , mutlak tecritin kaldırılmasını, Öcalan'ın özgür yaşam ve özgür çalışma koşullarının sağlanmasını zaruret olarak görür.
Bu bağlamda konferansımız ;
*Ortadoğu halklarına dayalı ve halkların iradesiyle gerçekleşecek demokratik çözümü ve barışı benimser.
*Kürt sorununun çözümü ve Kürt mücadelesiyle ilgili aktör, yapı ve süreçlerin kriminalize edilmesini red eder.
*Ortadoğu’da Barış ve demokratik ulus çözümü paradigmasını geliştiren Sayın Öcalan'ın özgür koşullarda çalışmasını sağlayacak bir inisiyatifin oluşumunu önemser ve tavsiye eder.
*Kürt sorununda kalıcı çözüm ve yeni sömürgecilik hallerine karşı, Kürtler arasında Ulusal Birliği zorunlu görür.
*Tüm politik Kürt aktörlerini Kürt ulusal birlik konferansını toplamaya çağırır.
*Krizin halklar lehine çözümü ve faşizmin geriletilmesi için Türkiye ve Ortadoğu nezdinde Demokratik Birlik cephesinin kurulmasını önemser.
* Kadın özgürlük mücadelesine karşı inşa edilen cinsiyetçiliği sadece kadın sorunu olarak görmeyen konferansımız; tüm demokratik kitle örgütlerini cinsiyetçilikle mücadeleye çağırır.
*Ortadoğu’daki ulus devlet sistemine karşı mücadele yürüten ve ezilen halklarla birlikte mücadele etmeyi benimser.
*Faşizmin soykırım dayanaklarından olan milliyetçilik ideolojisinin kıyımına uğrayan, Ermeni Alevi, Pontus Rum ve tüm farklılıkların soykırımına karşı hakikati savunmayı benimser.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız için teşekkür ediyorum