12 Ekim 2019 Cumartesi

ROJAVA'DA KI İŞGALE VE ÖLÜMLERE HAYIR


Yannis Vasilis Yaylalı 

Yine İstanbulda 3.3 ya da 5.3 siddetinde gerçekleşen depremden bahsediyorlar ama asıl depremi görmüyorlar . Kürtler göz göre göre Rojava'da  katledilirken neredeyse sıfır tepki var,  asıl deprem vicdanlarinizda  yaşanıyor ve şiddetinin de hatti hesabi yok.

Kimi arkadaşlarımız ,dostlarımız  bugün yaşadığımız bu durumu ABD'nin Irak işgaline verilen tepkiler ile ölçüyor ve tepkisizliği anlamaya çalışıyor. Çok açık söylüyorum o  gün işgal nedeni Kürtler olsaydı, bugün olduğu gibi sessizlik olurdu.Toplumsal mühendislik sonuçu müthiş bir Kürt düşmanlığı ve fobisi mecvut.Sessizliğin asıl kaynağı burada, burayla yüzleşmediğin sürece bu tepkisizlik böyle sürüp gidecek. Bu üretilmiş korkuya karşı batıdaki muhalefet olmasi gerektiği gibi maalesef mücadele geliştiremedi. Şimdi ise onun sonuçlarını yaşıyoruz. Ama yine de CHP'li Canan Kaftancioglu çark edıp açıklama yapmak zorunda kalıyorsa,  yine İBB başkanı Imamoğlu 'için rahat değil' diyorsa bu yine de bir şeyler yaptığımızı gösteriyor . Geçmişle hesaplaşacağımiz daha rahat günler olacaktır ama şimdi tempomuzu arttırarak mucadele etmeye devam etmeliyiz .Rojava'da ki işgale göstermemiz gereken tepkinin çok çok gerisindeyiz, üstelik dünya kamuoyu yanımızdayken  ama yine de yılgınlığa düşmeden var olan gücümüzü dağıtmadan  devam etmeliyiz.

Hükümet yine en iyi bildiği şeyi tekrarlıyor, bu ne vicdana, ne akla, ne de herhangi bir insanî hukuka sığacak  savaşı  yürütürken  doğacak tepkileri önceden bastırmak için elindeki yargı erki dâhil varolan mekanizmaların tümünü korku yaymak için kullanıyor . Böylece aslında kimse yürütülen bu isgal hareketinin neyi kamufle ettiğini söyleyemeyecek duruma getirilmek istemiyor. Savaş karşıtlarının, barış yanlılarının sesinin kisilmasi hedefleniyor . Basın- medya ile ve diğer mekanizmalar ile adeta esir alınmış kamuoyu ile savaş karşıtlarının buluşması engellenmeye çalışılıyor. Ne olursa olsun savaş karşıtları halk ile kendi arasına örülen duvarları yıkacak mücadele metodlarını bulmak zorunda ve halkalara ulaşıp yaşanan seyin bir beka savaşı değil işgal hareketi olduğunu anlatmalı.

Bu sürecin gezi süreci ile 7 haziran ile 1 kasım arasında gerçekleşen operasyonlar ile amacının aynı olduğunu yani AKP iktidarının, özelde ise tarafli cumhurbaşkanının siyasi ikbali için yapıldığını anlatmak gerekiyor. Sırf br lider kurtulsun diye sadece Türkiye değil, Ortadoğu ateşin içine atilmaya çalışılıyor. Turkiye'de ki laik kesime de özel de  CHP'nin ve genel de ulusalcıların içine girdiği soven ikilem anlatılmalı sırf Kürt düşmanı-korkusu yüzünden ortak olunan işgalin Türkiye halklarına faturası anlatılabilmeli. AKP hükümetin hedefinin sadece Kürtler olmadığı, yaşadığımız Türkiye de dâhil tüm bölgenin selefilesmesi için düğmeye bastığını ve bu çetelerin Türkiye'nin geleceğine ortak olacaklarını anlatmak gerekiyor.

Çok net söylemek gerekirse Recep Tayyip Erdoğan ve kabilesi toplumu Kürt düşmanlığı, fobisi üzerinden esir almış durumda.Şimdi savaş karşıtların bir kısmı da rehin durumda maalesef. Yukarıda anlattığım şeyler çok acil olarak düşünülüp harekete geçilmeli. Ya Erdoğan'ın bu bildik oyununa gelip onun siyasi yaşamını kurtaracaksinız ve tabi yeni bir Afganistan Pakistan olmayi da kabullenerek , ya da yüzyıllık ezberi tuzla buz edip Erdoğan'ın ve kabilesinin her sıkıştığında koz olarak kullandığı Kürt fobisini aşıp geleceğini kendi ellerinize alırsınız.Şu an bizim diktatörümuze  sağladığımız meşruluk ile bizi İşid belasindan kurtaran Kürtlere savaş açıyoruz. İşid ve El Kaide örgütlerine can suyu oloyoruz ve en önemlisi de  Rojava'da ki  işgal hareketinde daha yaşını doldurmamış çocuklar bizim verdiğimiz olur ile  paramparça edilerek öldürülüyor unutmayın .Şimdi bin yıldır kardeşiz dediğimiz Kürt halkına bunun basit bir slogan olmadığını gösterme zamanı. Şimdi savaş karşıtlarının 'barış hemen şimdi ' , 'askere gitme kardeş kanı dökme'  söylemlerinin birer boş slogan olmadığını gösterme zamanı. Şimdi her fırsatta biz enternasyonalistiz diyenlere bun altını doldurma zamanı.