2 Nisan 2020 Perşembe

Kürt dostu, anti-faşist, bayrak avcısı Manolis Glezos’un ardından...


*Yannis Vasilis Yaylalı


“Yıldız ölür ama ışığı asla ölmez; tıpkı özgürlüğün çığlığı gibi.” Nikos Kazancakis


Devrimci aktivist  'Avrupa'nın ilk partizanı' Manolis Glezos nâmı diğer 'Bayrak avcısı' 18 Mart'tan bu yana hastane de ve yoğun bakıma alınmıştı. Sağlık emekçilerinin tüm gayretlerine rağmen sağlığı son günden güne kötüleşerek yaşam savaşını 30 mart günü kaybetti. Büyük ustanın ölüm nedeni kalp yetmezliği olarak belirtildi. Yunanistan'da Manolis Glezos ulusal karakterkerden biriydi desek yalan olmaz.Hem sağ kesim, hem de sol kesim tarafından sevilen biriydi. Yunanistan da yayınlanmış iki taziye mesajını sizlerle paylaştığımda sizde bunu göreceksiniz.

Manolis Glezos temsili
olarak Nazi bayrağını
yırtarken 

İlk mesaj Yunanistan'ın sağ görüşe sahip Başbakanı olan Miçotakis'e ait. Miçotakis mesajında "Ulus, büyük bir Yunanlıyı geçirmek için bayraklarını indiriyor. Manolis Glezos, bükülmeyen ve teslim edilmeyen bir nesli temsil ediyordu. Tüm Yunanlılarla birlikte, onun anısına saygıyla başımı eğiyorum .Ve en sıcak başsağlığı dileğimi ailesine sunuyorum .''diyordu.

İkincisi mesaj  ise solcu ana muhalefet partisi olan Syrıza'nin lideri Alexes Tsipras'a ait. Tsipras "Cesur, dik, son ana kadar savaşan Manolis Glezos, eşsiz bir yolculuğun sonuna geldi. "Yunanistan, Demokrasi, sosyal adalet, büyük bir cephe savaşçısını kaybetti.İnsanlık, Hitler'in bayrağını aşağılayarak Nazizm'de ilk yükselen adamı kaybetti.Sol, hepimiz, bugün yetim  hissediyoruz. Ama şanslıyız onunla gittik.Manolis Glezos, insanlar için nasıl feda edileceğini bilen bir militanlığın sembolü olarak sonsuzysdek yaşayacak .İyi yolculuklar, Yoldaş Manolis!"

Yunanistan sağı ve solunun hem fikir olduğu nadir insanlardan biri olan ve kendisine 'bayrak avcısı' da denilen devrimci yurtsever Manolis Glezos kimdi kısaca size anlatmak istiyorum.

'BAYRAK AVCISI'

ikinci dünya savaşında Yunanistan İtalya ve Almanya işgaline maruz kalmıştı. Athina'da bulunan tarihi Akropolis tepesine bu işgal döneminde büyük bir nazi bayrağı çekilmişti. Elbette faşist işgale karşı her yerde direniş vardı fakat Akrapolis geçmişten beri tarihi öneme sahip bir yerdi, burada faşizme karşi yapılacak simgesel eylemin etkileri hem içeride hem dışarıda çok büyük olacaktı. Manolis Glezos ve arkadaşları bu tarihi bayrak indirme eylemi tam 79 sene önce 30 mayıs'ı, 31 mayıs'a bağlayan saatlerde gerçekleştridiler. İşgalci faşizme karşi gerçekleştirilmiş olan bu yürekli girişim hem yurt içinde hem yurt dışında etkisini gösterdi. 
Glezos yürüttüğü mücadeleden dolaylı bir çok kez tutuklanmıştır, 5 Aralık 1958'de yeniden tutuklandı ve Soğuk Savaş sırasında sol taraftarlarının zulmü için ortak bahane olan casusluktan hüküm giydi . Sovyetler Birliği Yunan hükümetinin resmeden bir pul ile karşılık verdi
Yunanistan hükümeti 1982 yılında
Akrapolis'de Glezos ve Santa'yı
Bu anıtla onure etmiştir 

Faşizmin işgaline karşı direniş sembolu olarak tüm Yunanlılara büyük moral ve ilham verdi . Hattâ Fransız General De Gaulle, Manolis Glezos'u "Avrupa'nın ilk partizanı" olarak bile nitelemişti . Bu ilham veren eylem yüzünden Glezos'un bir lakabı da bayrak avcısı olarak kaldı.

BAYRAK AVCILARI GLEZOS VE SANTA BU EYLEMINDEN DOLAYI TUTUKLANARAK AVEROFF HAPİSHANESİNE GÖNDERİLDİ

Nazi rejimi askeri mahkemesi Akrapolis'te gerçekleşen bu bayrak indirme eylemine bu eylemden sorumlu tuttukları Glezos ve Santa'yı gıyablarında yargılayıp mahkum ederek yanıt verdi. Bayrak avcılarını yakalamak için çok kapsamlı bir arama başladı ve nihayet, bir yıl sonra, 24 Mart 1942'de, Glezos ve Santas bir Alman tarafından tutuklandı ve Averoff Hapishanesine konuldular. Orada, Glezos işkence nedeniyle ciddi tüberküloza maruz bırakıldı ve daha sonra serbest bırakıldı.Serbest kaldıktan sonra Rizospastis gazetesinin genel yayın yönetmeni olmuştu.

Akrapolis tepesinde
Asılı bulunan gamalı
Haçlı Nazi bayrağı 


Glezos 1948 yılında tekrar tutuklanır ,1951 yılında hapis yatarken Birleşik Demokratik Sol Cephesi’nden milletvekili adayı seçildi ve 1954 yılında serbest bırakıldı.Glezos 21 nisan 1967 darbesi de dahil siyasi ve direniş faaliyetleri için 28 kez mahkum oldu ,üç kezde ölüm cezasına çarptırıldı. Hapishane de geçirdiği toplam süre 11 yıl 5 aydır ve ayrıca 4 yıl 6 ayda sürgünde kaldı.

SOVYETLER BİRLİĞİ'NDEN LENİN BARIŞ ÖDÜLÜ ALDI

Sovyetler Birliği tarafından direnişçiliği, barış için faşizme karşı verdiği mücadele sebebiyle 1962 yılında Lenin Ödülü ile onurlandırıldı.

Glezos 1961 yılında KKE Merkez Komitesine seçildi ,1968 yılında YKP’den ayrıldı. PASOK'tan 1980 yılında milletvekili seçildi, daha sonra 2012 yılında mayısında SYRIZA ile parlamentoya girmiş , iki sene sonra de Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerine Radikal Sol İttifak Partisi (SYRIZA) listesinden katılmış ve 430 bin oyla "AP’nin en yaşlı üyesi" seçilmişti.

UlUSLARARASİ KOMPLOYU KASTEDEN GLEZOS: YUNAN DEVLETİ TESLİM OLDU ANCAK YUNAN HALKI KÜRT HALKININ YANINDAYDI


"O nisan gibi aydınlık Yunan denizini sevdi / Sevdi bütün sıcak ve soğuk/  denizlerini dünyamızın[...] O büyük sevdaların adamıydı/ İste bu yüzden öldürmek istiyorlar onu [¹] 

Türkiye'li sol muhalefet gazeteleri bilerek ya da bilmeyerek Glezos'un Kürt halkının dostu olduğu gerçeğini yaptıkları haberlerde atladı.Onların atladığı yerden Glezos'un biyografisini anlatmaya devam etmek istiyorum. Ustanın , yurt, özgürlük,devrimci mücadelesi bu çevrelerce de üç aşağı beş yukarı üste değindiğim şekliyle ele alınıyor. Enternasyonal mücadelesine vurgu yapmak için de bu çevrelerce örnek olarak ' Nazım Hikmet, Glezos 1950'de ölüm cezasına mahkum edildiğinde, kararın infaz edilmemesi için kendisi için bir şiir yazmıştı. Glezos da 2013'te "Lirik Şarkılar (Nekiiai Odai)" şiir kitabında Nazım Hikmet'e bir şiir armağan etmişti.'(Birgün) deniliyor.

Aslında bu tutum Türk halkı ile Yunan halkının direnen savaşçılarının birbirlerine karşı giriştikleri çok anlamlı dayanışma örneğidir, bunu asla yadsımıyorum. Yunan halkı ile Türk halkının böylesi anlamlı dayanışma örnekleri de fazla yoktur , hatta çoğalması temennisini de buradan iletmiş olayım. Unutmadan tüm bunlara değinip de Türk halkının yüz akı olan 'Kapetan Kemal'i' yani Mihri Belli'yi de anmadan geçmeyelim.Yunanistan'da iç savaş (1946-49) yıllarında faşizme karşı Demokratik Ordu saflarında enternasyonal bir nefer olarak mücadele etmiştir. Enternasyonalist devrimci Mihri Belli'nin anısı önünde saygıyla eğiliyorum.

Bir hakkı da teslim ettikten sonra şunu belirtmek gerekir ki elbette Glezos'un enternasyonal tavrı sadece Nazım Hikmet ve Türklerden ibaret degildi. Özellikle şunu belirtmem gerekir ki Türkiyeli muhalif basını ya kes yapıştır gazeteciliğinin kurbanı oldu , ya da bu haberin de gösterdiği üzere solun en büyük hastalığı olan 'Kemalizm' bir defa daha hortladı diyebiliriz.Biz ne kadar bu konuda duyarlılık çağrısı yaparsak, bu kesim de benzer şekilde duyarsızlığa devam ediyor. Ne diyelim büyük usta Glezos yaşarken de ,yaşama veda ettikten sonra da turnusol olmaya devam ediyor.

Abdullah Öcalan şahsında
Kürt halkına geliştirilen
uluslararası etkinliği
(2016)
Manolis Glezos Kürt halkının dostudur, her zaman Kürt halkının özgürlük mucadelesinin yanında olmuştur. Yunanistan'da 2016** yılında uluslar arası komplo ile esir alınan Abdullah Öcalan için yapılan bir panelde konuşan Glezos aynen şunları demişti: " Yunan devleti teslim oldu, ancak Yunan halkı Kürt oldukları için değil, haklı oldukları için Kürt halkının yanındaydı ve Kürt halkının tarafındadır. Tarihsel kaynaklarımız bize bu insanların Yunanlılarla eşzamanlı bir varlığı olduğunu söylüyor, belkide bizden fazlası 5.000 yıllık kültürel bir geçmişleri var." "Dev mücadelelerine rağmen devletlikten yoksun bırakılan ve 71 yıl önce, büyük güçlerin liderlerinin Yalta'da bir araya geldiği Şubat 1945’te halkların kendi kaderini tayin hakkına sahip olduğuna karar verdiler. Ama bu Kürtler için geçerli olmadı! (Türkiye, Suriye, Irak, İran) dört devlet arasında bölünen 40 milyondan oluşan Kürt halkını parçaladılar, bizlerin devlet olma yıldönümü 71 yıl önceydi bugün sayıları tersine çevirip ve Yunan hükümetinin Öcalan'ı teslim etmesinden bu yana 17 yıl oldu." demişti .

 Hatta bu konuşmayı Glezos SYRIZA heyetine karşı yapıyordu. Abdullah Öcalan'in şahsında Kürt halkına yapilan komployu kastederek "Bugünkü panelde aslında ben değil , cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, ülkenin Başbakanı, onurlandırılmalı." Diyordu. Elbette o dönem hükümet olan SYRIZA yetkilileri Glezos'un bu net tavrına ve çağrısına hiç bir cevap vermedi. Hatta bu tarihsel bir çağrıdır, çünkü Glezos Yunanistan için ulusal anlamı olan bir insandır, çağrısı da sadece SYRIZA'ye değil tüm siyaset alanınadır. Komplonun içerisine dâhil olmuş hükümet de dâhil o günden günümüze hükümet olanlar bu çağrının muhatabıdır. Bu çağrı muhatabını uluslararsı komplo da rolü olanların Kürt halkından özür dileyinceye arayacak.


Kaynakça: 1) Büyük sevdaların adamı şiiri l Nâzım Hikmet Glezos 1950'de ölüm cezasına mahkum edildiğinde, kararın infaz edilmemesi için bu şiiri bir şiir yazmıştı. Büyük sevdaların adamı şiirini Rusça'dan Türkçe'ye M.Melih Güneş çevirdi. 

*94-97 arası PKK'nin elinde esir kalmış asker, esirlik süreci bitip de Türki'yeye döndükten sonra vicdani ret mücadelesi içerisinde yer almış, 2012 yılında ise Roboski'ye yerleşerek Roboski aileleriyle adalet mücadelesi yürüttü.Aynı zamanda serbest gazeteci olarak çalışıyor. Roboskili aileler ile verdiği mücadeleden dolayı bir çok soruşturmaya maruz kalmış ve bu yüzden 2017'nin nisan ayında tutuklanarak hapishaneye gönderildi. Tutuklanmasını ardından 15 ay sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı..Tekrar tutuklaması söz konusu olunca yurtdışına çıkmak zorunda kaldı.

** Manolis Glezos'un konuşmasını Berçem Mordeniz çevirdi.

Kaynak: 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız için teşekkür ediyorum