Roboski’de bir can pazarı yaşanıyorken kaleme uzanacak kadar zaman bulamadım. İlk zaman bulduğumda da burada yaşananları anlatmaya karar verdim. Şengalli ailelerin bize nasıl ulaşabildikleri üzerine kısa bir anlatımdan sonra burada neler yaşadığımızı anlatmanın daha mantıklı yol olduğunu düşünüyorum.
ŞENGALLİ EZİDİLER BİZE NASIL ULAŞTI?
Ulaşabildiğim tüm Şengallilere ilk sorularımdan biri, “buraya kadar nasıl geldiniz?” oldu.
Hep Şengal Dağı’ndan geçildiği oradan da YPG kontrolündeki Rojava’ya 21 saatlik yürüyüş yapıldığı anlatıldı.
“Sizi kim kurtardı” sorumuza ise hiç ayrımsız YPG-PKK yanıtı veriliyordu.
“Peki Rojava’dan bize nasıl ulaştınız” dediğimizde yine YPG kontrolündeki Zaho bölgesine kadar kendilerine eşlik edildiği anlatılıyordu.
Daha sonra ise Zaho merkezden onların deyişiyle “seyyareler” ile (araba) Haftanin-Keşan’da PKK gerillalarının bulunduğu yere kadar geliniyordu.
SINIR TİCARETİ YAPAN KÖYLÜLER ALDI
“Gerilla size nasıl yaklaşım gösterdi” dediğimizde ise yine her ağızdan aynı cevap ve çoğu kez ağlamaklı cevaplar geliyordu: “Gerillalar bizi tedavi etti, yemek verdi, banyomuzu yaptık, vb...”
Daha sonra PKK gerillaları Şengalli Ezidileri sınır ticareti yapan köylülere teslim ediyor.
Böylece 28 Aralık 2011'de kendilerine ölüm yolu haline gelen yerde bizim Roboski, Bejuh, Mergeh köylüleri ve ismini unuttuğum diğer çevre köylüler, bu yollardan bu sefer hayat kurtarmaya çalışıyor.
Ki buradan en az 20 bin insanı kurtararak köyümüze ulaştırdılar. Tarihin şahit olduğu en büyük yaşam kurtarma çalışmasının bir parçası haline geldiler.
Bu yazıyı yazdığım anda Sterk TV’de bir haber yayınlandı. Haber Cizreli Ali Güven tarafından yapılmış ve Zaman gazetesinde 24 Ağustos Pazar günü yayınlanmış.
Haberde ‘Şu ana kadar dağ yollarında 10 saat yürüyen 4 bin kadar Ezidi, kişi başı 100 dolar ödedikleri insan kaçakçıları tarafından sınırdan geçirildi’ deniliyordu.
Bu kurtarma sürecinin başından beri içerisinde olan birisi olarak bu ifadelerden dolayı çok utandım.
Bu haber doğru ise yapılan IŞİD’in yaptıklarına ortak olmaktır.
Bize gelen Şengallilerin en çok şikayet ettiği nokta da buydu, yani para alınmasıydı. Fakat açık söyleyeyim bu şikayet buradaki, Roboski'deki köylüler hakkında değildi. Para aldığından şikayet edilenler Kürdistan Federe Bölgesi'ndeki kendini bilmez bir kesimdi. Daha sonra bu durumun önlemini almak için Keşan bölgesinde bulunan gerilla noktası Zaho’ya daha yakın bir bölüme taşınmış.
Ali Güven haberinde “4 bin kişiden 100 dolar alındı” diyor ya, ondan sadece bize bir tek kişiyi göstermesini istiyoruz.
Gösteremeyeceğini biliyorduk. Yine de telefonla bu kişinin bürosunu aradık ve “ilk başta böyle şeyler oluyordu” diye yan çizmeye başladı.
Sen Cizre’de yaşıyorsun, böylesi bir haberi geçerken hiç mi utanmadın? Senin şehrinde de birçok Şengalli’ye yardım için çırpınan insanlar var. Gerçekten bir Cizrelinin böyle bir haber yapması beni çok utandırdı.
Roboski katliamına ilişkin de Zaman Gazetesi çeşitli iftiralar atmış ve olanları manipüle etmek için her türlü girişimi yapmıştı.
Buradan yüz ya da iki yüz kişi geçirmedik. 20 bin insanı Roboski’de ağırlayarak kalabilecekleri diğer bölgelere gönderdik. Köyümüzde seferberlik yaşandı. Burada yaşayan aileler zorla değil gönüllü olarak bu seferberliğe dahil olmuşken, bu çirkin yazının sahibinin Cizre’den çıkması çok ayıp.
Zaman Gazetesi’ne denilecek bir şey yok. Onlar kendi iskeletlerini Kürt halkının inkarı üzerine kurmuşlar. O kesimden hukuki hesap elbette sorulacaktır. Onların dertleri belli. Bu duruma hükümet de dahil, bu halka Kürt inkarı üzerinden her türlü düşmanlığı gösteriyorlar.
Suriye’den gelenlere şov gibi gösterilerle karşılamalar yapılmışken, Ezidi halkına aynı ilgi gösterilmedi.
Birkaç küçük köy 10 binlerce insanı misafir edebilince bu sefer hükümetin valisi gelen misafirlerimizi ağırladığımız okulların boşaltılması talimatı verdi.
MAYINLI BÖLGELERDEN GEÇİLEREK AİLELERE SU YETİŞTİRİLMEYE ÇALIŞILDI
Şengallilerin yolculuğuna dönecek olursak. Bizim köylülerimiz Ağustos ayının 12’sinden bu yana yürümekten bitap düşmüş 20 bin Şengalli Ezidi’yi çok zor bir bölge olan Haftanin bölgesinden Roboski köyüne kadar taşıdılar.
Çok üzücü olan ölümlere de şahit oldular. Belki bu yürüyüşün en güzel yanı olabilecek yeni doğumlara da şahit oldular.
Doktorların ölümler ile ilgili söyledikleri şeyler ise çok manidardı. “Yorgunluk ve susuzluktan yaşamlarını yitirdiler” demeleri aslında sınır bölgelerinden insanların geçmesini engelleyenlerin neyi planladıklarını da ortaya koymakta. Roboski köylüleri bunun farkında olduğu için yaşamlarını tehlikeye atarak mayınlı tarlalardan geçerek gelenlere su yetiştirmeye çalıştılar.
ASKER DOÇKA VE BTR TOPU İLE VURDU, DEVLET ENGELLEMEYE ÇALIŞTI
Şengallilerin bu göçüne askerin tavrı ilk başta görmezden gelmeydi, sonra aldıkları talimatlar ile köylüleri doçkalar ile taradılar ve BTR’lerden bombalamalar yapıldı.
Hem gelenleri, hem köylüleri, hem bizleri tehdit ediyorlardı. Askerin ilk tavrı sadece sayıları almaktan ibaretti. Daha sonra engellemeye çalışıldı. Hatta kendi gözümle şahidim ki yaralılar dahi verilmek istenmedi. Bölge halkının müdahalesi ile asker geri çekilmek zorunda kaldı.
Askerin klasik bahanesi “ben askerim ne talimat gelirse uyarım” şeklindeydi.
Peki bunca dramı yaşayan bu halka karşı tavır alan askere bu talimatı kim vermişti? Fethullah Gülen Grubu manipüle haberler yaparken, AK Parti hükümetinin işi ise insanları zorunlu olarak dağlarda bırakıp, daha sonra da üzerine bomba atıp, gelenleri almayın talimatı vermekti.
ROBOSKİ KAMPI HALK, BÖLGE BELEDİYELERİ VE DBP SAYESİNDE KURULDU
Daha sonra askerin de elinden kurtarılan Şengalli Ezidiler Roboski köyünde oluşturulan geçici kamplara taşınmaya başlandılar.
Hatta Roboski katliamında cenazeleri taşıyan traktör de bu sefer insan kurtarma çalışmalarına dahil oldu.
Maden ocağında çalışan kamyonlar, berileri (keçilerden süt sağanları) taşıyan arkası açık kamyonetler ile gelenler geçici kamp yerlerine taşınmaya başlandı.
Bizimle ilk karşılaştıklarında oldukça korktukları belli olan Ezidi halkı bir gün sonra yüzleri güleç bir şekilde geziyorlardı.
Sayı daha azken köylüler ilk önce aileleri evlere götürüp yıkanmalarını ve elbiselerinin temizlemelerini sağladılar.
Fakat sayı artınca, bir seferinde 3 bin ya da 4 bin insan gelmeye başlayınca kısıtlı imkanı olan köylüler bu duruma yetişemediler. Kamp da okullardan oluşuyordu ki imkanları çok azdı. Aşağıdaki çeşme çalışıyorsa yukarıdaki çeşme çalışmıyordu ve fiziki yapısı insanları barındırmaya yeterli değildi.
Bu yüzden gelenler burada kalmak istemiyor, bir an önce buradan asıl kamplara gitmek istiyor ve bu yüzden yollarda yatıyordu.
TARİH UNUTMAYACAK
Tarih, Ezidilerin Şengal dağında oluşturduğu yaşam koridoru ile katliam bölgesinden çıkmaları anlamına gelen Federal Kürdistan ile Türkiye arasındaki 15 No’lu sınır bölgesinde oluşturulan yaşam koridorunu ve buralarda insanları kurtarmak için canını dişine takanları asla unutmayacak.
Bir de tarih bu katliamı yapanları, katliama ortak olanları, katliama sessiz kalanları, gösterdikleri görüntüler ve yazılar ile manipüle edenleri, görevi bu katliamı durdurmak ve deşifre etmekken sessizliğini koruyanları asla unutmayacak. Bir gün mutlaka büyük insanlık vicdanı bu durumla hesaplaşacak, yukarıda belirttiğim kesimleri yargılayıp mahkum edecektir.
ÖLÜM YOLU YAŞAM YOLUNA DÖNÜŞTÜ
Roboski için “ölüm yolu” olan sınır hattı “yaşam yolu”na dönüştürüldü. Kürt halkı ve dostlarının bu kadar ağır yükün altından kalkamayacağını düşünenler yanıldı.
Ağustos’un 12’inden bu yana ulusal televizyonları bölgeye çağırmamıza rağmen hiçbirini göremedik. Şengal katliamına da penguen olmayı yeğlediler. 20 bin insanı ağırlayıp gönderdikten sonra, yani 15 zorlu günden sonra bizi görmeye başladılar. Onda da Zaman Gazetesi’ndeki gibi.
Ama tarih kayıt halindedir ve bir gün mutlaka bu tutumun hesabını soracaktır. Siz seyrinize biz ise kaldığımız yerden mücadeleye devam edeceğiz.
*Bu arada kırk yıl sonra İbrahim Yaylalı olan ismimi mahkeme kararı ile Yannis Vasilis Yaylalı olarak değiştirip kendi halkıma ait ismimi aldım. Merak eden bu konu hakkındaki söyleşiyi buradan okuyabilir: Komando İbrahim 'Yannis Vasilis' olacak!
Kaynak: Ilk defa Demokrat Haber'de yayınlandı (30 Ağustos 2014 - 20:57)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız için teşekkür ediyorum